14 Eylül 2008 Pazar

Konsantrasyonun Gücü




Her hangi bir işle uğraşırken tüm gücünüzü o iş üzerinde yoğunlaştırabilyor musunuz? Yoksa konsantrasyon sağlamakta zorlanıyor musunuz? Konsantrasyonunuzu artırmak mı istiyorsunuz? O halde bunu başarabilmek için size yol gösteren bu kitabı okumalısınız.


Dünya hafıza şampiyonu, aynı zamanda bu kitabın editörü olan Melik Duyar kitap hakkında şunları söylüyor:


"...Hemen herkes kendi amaçlarını gerçekleştirmede başarılı olabileceğini düşünmekle birlikte başarısızlıklarına 'Ah bir konsantre olabilsem' cümlesiyle sorunun aslını bize göstermektedir. Kısacası, öğrenciden yetişkine kadar, günümüz insanlarının temel sorunu, amaçlarına ve hedeflerine ulaşmada, yeteri kadar konsantrasyon gücüne sahip olmayışlarıdır.


'Konsantrasyonun gücü' adlı bu eser -düşüncelerinizi kontrol edebilme ve yöneltme- konusunda size çok önemli bilgiler ve stratejiler sunan olağanüstü bir kitaptır. Yıllar önce A.B.D.'de öğrenciyken karşılaştığım bu kitabın benim konsantrasyonum üzerinde çok önemli katkıları olmuştur."


İradesini büyük bir gayretle kullanabilen biri, hayatını değiştirebilmenin en önemli güçlerinden birine sahip demektir. Bu gücü elde edebilmek için de elbette bir yol göstericiye, yardımcıya gerek vardır. İşte Theron Q. Dumont'un yazmış olduğu bu kitap, sizi harekete geçirecek güzel bir yardımcı.


Bu kitabı okuduktan sonra kendimi uzaya fırlatılmak üzere olan bir roket gibi hissettim. Okudum, doyamadım sonra bir daha okudum. Daha sonra da altını çizdiğim yerleri okudum.


Şevk verici, uyandırıcı, harekete geçirici etkili sözlere ihtiyacınız var ise hiç vakit kaybetmeden bu kitabı okuyun.


Ben çok hareketli, kıpır kıpır yani yerimde iki dakika hareketsiz duramayan biriyim. Gereksiz o kadar çok hareketim varmış ki bu kitabı okuduktan sonra farkettim. Bu gereksiz hareketlerimi azalttım. Konsantrasyonumda ciddi anlamda bir artış olduğu gibi artık çabuk konsantrasyon sağlayabiliyorum.


Size kitaptan ilgimi çeken yerleri aktarmak istiyorum:


"Her bir insan, eğer başarılı bir hayata doğru ilerliyorsa, durmadan yönlendirilmesi ve kontrol edilmesi gereken itici teşvikler alır. Bu nedenle insan, gözlerinin, ayaklarının, parmaklarının vs. hareketlerini kontrol etmelidir. Yavaş derin ve uzun nefes alıp vermelerin çok büyük değeri vardır. Bu şekilde alınan nefesler sayesinde kan dolaşımı, kalp hareketleri ve beyinle alakalı kas ve sinirler güçlenir ve dengelenir. Eğer kalp bir kuş gibi çırpınıp duruyorsa, kan dolaşımı düzenli olmaz ve akciğerlerin harekketi düzenli olmazsa, beyin ve akılfaliyetleri istikrarsızlaşır, konsantrasyon için gerekli formu sağlayamaz. Bu nedenle, kontrollü alınıp verilen nefes, sağlıklı bir bedensel yapı için çok önemli bir temel oluşturur"


Yukarıdaki paragraftaki mevuzu kitapta bir kaç kez tekrar ediliyor. 'Hareketlerimizi kontrol edebilmek' işte bu çok önemli.


"...Kişi ve Rabb! her zaman çoğunluğu oluşturur" Daha sade bir anlatımla, her şeye gücü yeten iç kanun, yani Yaratan ve yaratılanı temsil eden siz, gerekçenizde mutlak anlamda haklıysanız, bütün dünyayı fethedebilirsniz. 'Keşke böyle büyük bir adam olsaydım' demeyin. Doğru ve haklıysanız, yapmak istediğiniz her şeyi yapabilrsiniz. Sadece 'yapabilrim' deyin. Yapacaksınız. Yapmalısınız. Sadece bunun farkına varın, gerisi gerçekten kolay. Sizde gizli hazine kıymetinde kabilyetler ile herşeyi bastırmak için planlarınıza müdahale etmeye çalışan kuvvetler saklıdır.


'...Hayatın zorluk ve sorumlulukları üzerime hızla, yoğun bir yağmur gibi yağsın. Ben bunlara karşı hazırım. Benim ruhum esaret tanımaz, asla yenilmez. Çünkü ben -Sonsuz Ebedi Guc-ün kanunu temsil ediyorum. Rabbim bana yeten tek küvvetimdir ve ne zaman bir zorluğa düşsem, O hep yanımdadır. Zorluklar ne kadar çok olursa, benim için zafer pırıltıları da o kdar parlak olur. Sınavım ne kadar zor olursa, kendi iç kuvvetim o kadar çabuk gelişir...' "


Evet arkadaşlar, bu paragraflardan hareketle yazarın, yegâne gücün kendinde olmadığının bilinciyle kendine güvendiğini, zorlukların üstesinden gelmek için 'Sonsuz Ebedi Güc'e sığındığını anlıyoruz. Böylelikle yazar, aslında bildiğimiz şeyleri bize hatırlatıyor.


Kitapta düşüncenin gücüyle ilgili çok güzel bir örnek verilmiş:


"İdam cezasına mahkum olan bir adam, kendisiyle bir deneyin yapılmasına razı olur. Deneyin iddiası, bir insanın, ne kadar kan kaybederse kaybetsin, hala hayatta kalabileceğidir. Mahkumun bacağında açılan çok küçük bir kesikten, görünüşte kanın damlamasını sağlarlar. Açılan kesik oldukça küçüktür ve akan kan, neredeyse yok gibidir. Oda karartılmıştır. Mahkum, özel olarak hazırlanmış olan damla sesinin, gerçekten kendi bacağından damlayan kan olduğunu zannetmektedir. Bu deneyden sonra, ertesi sabah, adamın zihinsel korkudan dolayı öldüğü ortaya çıkmıştır."


Her hangi bir işe başlamak için genç yaşta olmak gerekir diyenler alttaki yazıyı dikkatle okusun:


"Bir çok insan özellikle yaşı daha ileri olanlar şu soruyu soracaktır:


Bu iç güveni kendi beynimde nasıl oluşturabilrim? Bunca yıldır maruz kaldığım cesaret kırıcı, ağır aksak giden işlerden sonra nasıl olur da âniden hayatımı değerli kılacak ve bu monoton akışı bir anda değiştirecek bir plan tasarlayıp uygulamaya geçebilirim? Bir insan yıllar boyunca sıkıcı, tekdüze bir hayat yaşadıktan ve mezara doğru ilerleyen bu yavaş akışa tam olarak kendini alıştırdıktan sonra, nasıl böylesi bir kuyudan çıkabilr?


Cevap şudur: Bu, yapılabilecek bir şeydir ve milyonlarca kişi bunu başarmıştır. Eğitim alanında önemli yeri olan, büyük Fransızca sözlüğü yazan ve derleyen Litre, Fransa'nın en şerefli insanları arasında sayılan şahsiyetttir. Büyük Pasteur akademiye seçilip onun yerini alıncaya kadar, kendisi Fransa'nın ölümsüz kırk şahsiyeti arasında yer almış bir kişidir. litre, kendisii ünlü yapan başardığı bu işe altmış yaşından sonra başlamıştı."



Kitapta en çok vurgu yapılan şeylerden biri de cesaret:


"Cesareti yitirmenin hiç bir haklı gerekçesi yoktur. Cesaretin olmadığı durumlarda altında ezileceğiniz kötü şeyler, cesaretin sizi karşılaştıracağı ve üstesinden gelmenize yardım edeceği şeylerden çok daha büyük olur.


Aklınızın iradecisi olan siz, onun her düşüncesini kontrol edersiniz. İşte size sık sık anıp duracağınız bir düşünce: 'Cesaretim var, çünkü istiyorum; çünkü ona ihtiyacım var; çünkü onu kullanıyorum; çünkü iradesi güçsüz karektersiz güçlerin ürettikleri gini minnacık şeyler üreten bir korkak olmayı reddediyorum!"


Altını çizdiğim, yıldızladığım o kadar yer var ki, galiba hepsini burada paylaşamayacağım. Son olarak şunu eklemek istiyorum:


"Konsantre olmak için en iyi zaman, ilham verici bir şeyler okuduktan sonraki zamanlardır. Çünkü o an zihinsel ve ruhsal olarak, arzu edilen âleme yükselirsiniz. İşte tam o sırada, derin bir konsantrasyona hazırsınız demektir. Eğer o an odanızdaysanız, önce pencereleri açın ve temiz havayla yüzleşin. Sonra yatağınızın üzerine yastıksız, düz bir şekilde uzanın. Bütün kaslarınızın gevşediğini hissedin. Şimdi yavaş yavaş akciğerleriniz rahat bir şekilde havayla dolana kadar nefes alın. Nefenizi kendinizi zorlamaycak şekilde tutabildiğiniz kadar içinizde tutun. sonra yavaşça nefesinizi verin. Beş dakika boyunca bu şekilde nefes alıp vermeye devam edin. Bu şekilde aldığınız oksijenle bütün hücrelerinizin temizlenip canlanmalarına imkan verin. İşte artık daha ilerisini yapmaya hazırsınız."


Kitabın sonunda çeşitli, ilginç egzersizlere yer verilmiş. Bu egzersizleri uygulayarak konsantrasyonunuzu artırma konusunda daha olumlu bir sonuç elde edebilrsiniz.




Hepinize konsantrasyonu yüksek, başarılı bir hayat diliyorum.

onsantrasyon sağlayan frekans ve müzikler içeren Bio-Ritmik Largo ve Konsantrasyon " setinden de yararlandım. Bunu da tavsiye ederim. buradan ücretsiz olarak bilgisayarınıza indirip okuyabilrisiniz.

Hiç yorum yok: