2 Ekim 2008 Perşembe

Korku, şiddet, +18!!


İnternette dolaşan her üç kişiden ikisi korku, şiddet içerikli video, yazı ve resimlere bakıyor. Kendi izlenimlerimden yola çıkarak söylüyorum. Hemen hemen her forum sitesinde şiddet içerikli bölümlere rağbet çok. Peki ama neden insanlar birilerinin acı çekmesini zevkle seyretmeye meraklı?

Her insanda saldırganlık içgüdüsü mevcuttur. İnsan bilinçli bir şekilde hareket etmekle birlikte bilinç dışı eylemlerde de bulunabilir.Öncelikle zihnimiz nasıl çalışıyor, bunu elealım.

Freud zihnin yapısal incelemisinde id, ego ve süperego kavramlarını ileri sürmüştür. Bunlardan çoğunlukla id ve süperego bilnçdışı, ego ise bilnçli işleve sahiptir. Ve bu işlevler birbinden bağımsız değil aksine geçişlidir.

İD: İç güdülerimizi ve doğuştan var olan eğilimlerimizi içerir. Mantık dışı hareket etmemizi sağlar. Özetle burada bilinç dışı kurallar işlemektedir. İd'in kaynağı bilinçaltı dürtülerdir. Kişi çoğu kez bu dürtülerin farkında değildir. Saldırganlık içgüdüsü, çocukluk çağındaki bastırılmış duygular, bilinçaltına itilmiş unsurlar burada yer alır. Temel ilkesi hazza ulaşmaktır ve bunun sonucunda egoya baskı kurar.

EGO: İd gibi haz arar fakat bunu kurallar çerçevesi içinde yapar. Süperego'yla id'in dengesini kurmaya çalışarak hazza ulaşmak ister. Yani dış dünyanın kuralcı, iç dünyanın hazza ulaşma çabası arasında uyum sağlar. Bunu başarmak için de bazı savunma mekanizmalarını kullanır (O kadar ayrıntıya girmeyeceğim.)

SUPEREGO: Geleneksel değerleri ön plana tutan, kişiliğin ahlaki yönüdür. Toplum tarafından kabul görmüş yargılarla hareket eder. Amaç kusursuz olmaya çalışmaktır.

Kısacası id kişiliğin biyolojik bölümünü, ego psikolojik, süperogo sosyolojik bölümünü oluşturur. Bunlardan birinin diğerlerinden daha kuvvetli yada zayıf olması durumunda psikolojik sorunlar ortaya çıkar.

İd'in saldırganlık içgüdüsü barındırdığından bahsetmiştik. İşte korku, gerilim, şiddet içeren filim, yazı, yada resimler bu dürtüyü harekete geçirir. Ve bazı olguları bilinç altına yerleştirir. Kişi, farkında olmadan bir takım şiddet eğilimlerinde bulunabilir.

Farkında mısınız ölüm insanlara ne kadar basit gelir oldu? İnsanlar ne kadar rahat katil olabiliyor! Haberlerin çoğu cinayetlerle dolu. "Bir karıncayı incitmekten çekinir" tabirini nerdeyse kimseye söyleyemecek duruma geldik.

İkbal Gürpınar'ın bir programında kendisinden dinlemiştim. Eşi ve oğluyla otobüsde giderken yolda bir trafik kazası görürler. Etrafa saçılmış insan cesetleri vardır. Ve oğlullarının bakmaması için gözlerini kapmaya çalışırlar. Çocuk gayet rahat bir ifadeyle 'babacım ne var sanki onlar ölmüşler, birazdan kalkarlar' der. Düşünün ufacık çocuk bile ne kadar da rahat. Sizce neden?

Bir günde ölüm sahnesi içermeyen bir kanal gördünüz mü hiç? "Filistin'de 1 haftanın bilançosu: 113 ölü" başlıklı bir habere kaç kişinin yüreği sızlıyor? Hangi gazetede ölüm haberi yok? Hangi anne evladının bu tarz şeyleri seyretmemesi için çaba sarfediyor? Peki söyleyin internette dolaşırken "korku+18" diye bir başlık gördüğünüzde tıklamadan geçtiğiniz oldu mu hiç? "+18" uyarısına rağmen o başlığa bakmayan kaç çocuk var sizce? Saçma sapan öretilerle kan içme, ellerini kollarını çizerek kendine acı çektirme, arakdaşını kurban etme gibi hadiseler alıyor başını gidiyor. Sordunuz mu neden diye?

Hal böyle olunca ne cinayet biter ülkemizde, ne işkence...

(istisnalar kaideyi bozmaz, keşke bozsa)

Hiç yorum yok: